بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلذَّٰرِيَٰتِ ذَرۡوٗا ١

Tozutup savuran (rüzgâr) lar,

– Hasan Basri Çantay

فَٱلۡحَٰمِلَٰتِ وِقۡرٗا ٢

Sonra (su) yükü (nü) taşıyan (bulut) lar,

– Hasan Basri Çantay

فَٱلۡجَٰرِيَٰتِ يُسۡرٗا ٣

sonra kolayca akan (gemi) ler,

– Hasan Basri Çantay

فَٱلۡمُقَسِّمَٰتِ أَمۡرًا ٤

sonra iş bölümü yapan (melek) ler hakkı için,

– Hasan Basri Çantay

إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَصَادِقٞ ٥

şübhesiz ki size va'd olunan (şeylerin hepsi) elbette doğrudur.

– Hasan Basri Çantay

وَإِنَّ ٱلدِّينَ لَوَٰقِعٞ ٦

Şübhesiz ki (amellere göre) ceza (ya'nî mukaabele) de elbette vaaki'dir.

– Hasan Basri Çantay

وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلۡحُبُكِ ٧

O haareli yollara saahib gök hakkı için,

– Hasan Basri Çantay

إِنَّكُمۡ لَفِي قَوۡلٖ مُّخۡتَلِفٖ ٨

hakıykat, siz kat'î ihtilâfa düşen bir söz içindesinizdir.

– Hasan Basri Çantay

يُؤۡفَكُ عَنۡهُ مَنۡ أُفِكَ ٩

Ondan döndürülen kimseler döndürülür.

– Hasan Basri Çantay

قُتِلَ ٱلۡخَرَّٰصُونَ ١٠

Kahr olsun o koyu yalancılar!

– Hasan Basri Çantay

ٱلَّذِينَ هُمۡ فِي غَمۡرَةٖ سَاهُونَ ١١

ki onlar koyu bir cehalet içinde kalmış gaafil kimselerdir.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu